Eylül kokusu okul tozuna karıştı
bir kere! Okul tozu hafif hafif boğazımızı gıdıklarken, Eylül mis gibi
yenilenmenin heyecanıyla ciğerlerimize doluyor.
Siz de
benim gibi Eylül sevenlerden misiniz?
Yazın telaşsızlığını
da seviyorum elbette. Alarm kurmadan uyanmayı, bedenin dinlenmesini, zihnin
sadece günlük konuları düşünmesini seviyorum, denizi, güneşi saymıyorum bile. Rutinden
kurtulup yeni yerlere gitmenin keyfini de yazmayayım. Peki ya ruhun tatili?
Telaşın arasında mı yoksa sakinlikte mi dinleniyor ruhunuz? Daha doğrusu
öğrenmek istediğim yenilenebilir enerji kaynaklarınız. Yorgunluktan parmak
ucunuzu bile hareket ettiremeyeceğiniz anlarda, tamamen kendinizi tükenmiş
hissettiğinizde nasıl topluyorsunuz ruhunuzu?
Sonbahar
ruhu toparlamanın sanki en güzel zamanıdır. Her Eylül, birçoğumuz yeni planlar
yapar, yeni kararlar alır. Belki listeleriniz bile vardır. Öncelikler sıraya
konulur. Geçen kışın hataları bir süzgeçten geçirilir. Yapmayan var mı
aramızda? Bilmiyorum. Alışveriş merkezlerinde, marketlerde, sosyete
pazarlarında bile her yer rengârenk okul malzemeleriyle dolar taşar. İşte Eylül’le
bağdaştırılan yenilenme, sokağa adımınızı attığınız bir yerlerde gelir sizi
yakalar. İşte bu yüzden sokaktaki yenilenme heyecanını okula giden çocuğu
olmasa da birçok insan hisseder. Birçoğumuzun defter kalem alası tutar. Doğa da
yenilenmek için bir dönüşüme başlar. Kastettiğim Eylül kokusunu ve okul tozunu
şimdi ciğerlerinizde hissettiniz mi? Peki ya sizin yenilenme döngünüz nasıl
gerçekleşiyor? Telaşın, işin, günlük hayatın içine dalıverip, tatil, deniz, kum
güneş bir kenarda kalıyor mu? Her şey iyi ama bu yenilenmenin heyecanının kısa
sürdüğünü de düşünüyor musunuz hiç? Düşünmeyin! Hemen zihninizi ve ruhunuzu
toparlayın. Nasıl mı?
Bu Eylül, yenilebilen enerji
kaynaklarınızın bakım onarımını yapın. Onları kışın sert günlerine hazır bir
konuma getirin. Yorulduğunuz an, nefes almak istediğinizde hooop yanınızda
oluversin. Bazen gözünüzü kapatıp minik bir göz kapağı sihriyle karşınıza
getirin. Merhaba “Gülücük!”.
Nedir bu insana dair yenilebilir
enerji kaynakları derseniz; kendinizi yeniden dinç hissetmenizi sağlayan,
yüzünüze gülücük konduran ne varsa ben onların bütününe yenilenebilir enerji
kaynakları diyorum. Kahve bardağımın üzerine “Mars Tozu” yazdırabileceğim
kahvecide kahve içmek, kendimce “Mola” diye adlandırdığım insanlarla birlikte
olmak, sessiz bir köşede kitap okumak, belki biraz yazmak, kebap yemek… Kendi
yenilenebilir enerji kaynaklarımı daha çok sıralayabilirim. Kendi adıma, sadece
kendim için, sadece benim bildiğim ve sevdiğim her şey ve herkes benim değerli
yenilenebilir enerji kaynaklarımdır. Tıpkı farklı bir yörenin pazarında,
yöresel ürünler tezgâhlarından alışveriş yapıp, o güzellikleri evinizin bir
köşesine yerleştirmek gibi… Güzel anıları biriktirmek gibi…
Biraz kaynaklardan alınan enerji,
biraz Eylül kokusu ile ruhunuza mutluluklar diliyorum. Kış gelebilir o zaman!