Kalp… Olmazsa olmazımız. Yaşam
kaynağımız, kalp! Öyle ki, durmadığı müddetçe hayatımıza devam ettiğimiz KALP!
Kendi kendine elektrik üretebilen tek organımız. Kalbin ürettiği elektrik ile
pompalanan kan tüm vücudumuza yayılarak sistemin mükemmel bir şekilde
işlemesini sağlıyor. Kalbin atışı – kimi zaman hızlanıp, kimi zaman yavaşlaması
– yaşam kaynağı elektrik enerjimizi üretiyor. Bu üretime hem de henüz anne
karnında bir embriyo iken başlıyor ve hayata gözlerimizi kapatana kadar devam
ediyor. Hiç vazgeçmiyor, arada bir “yoruldum, tükendim” dese de ha babam de
babam üretiyor da üretiyor. Bu yüzden, ameliyatlarda kalp vücuttan dışarı
çıkarılsa da atmaya devam ediyor, elektrik üretimi sekteye uğramıyor. Üretim devam
ettikçe vücut yenileniyor, hücreler görevini el birliğiyle yapmaya devam
ediyor.
Kalbin tek görevi vücudumuza
biyolojik olarak elektrik üretimi mi dersiniz? Yani sadece biyolojik açıdan
yaşayan robotlar gibi miyiz? Elbette hayır. Düşüncelerimiz bir yana,
hissedebilen varlıklarız öyle değil mi? Seviniyoruz, üzülüyoruz, kıskanıyoruz,
yüceltiyoruz, gurur duyuyoruz, heyecanlanıyoruz, âşık oluyor, nefret ediyoruz,
umutlanıyoruz umutsuzluğa kapılıyoruz. Biz bütün bu duyguları da kalbimiz
kasılıp gevşerken yaşıyoruz, tıbben dakikada kaç kere bu olay gerçekleşiyor onu
konunun uzmanlarına bırakayım, belki yanlış bir bilgi yazarım diye o kısmı
eklemeyeceğim.
Madem diyorum ana rahmine
düştükten birkaç hafta sonra görevine büyük bir sadakatle başlayıp, yaşamımızın
sonuna kadar elektrik üretip bizi hayatta tutuyor; o zaman biz, duygusal olarak
neden tembellik yapıp üzüyoruz sistemimizi? Demek ki üretimin doğasında kasılıp
gevşemek var, biyolojik sisteme neden karşı çıkıyoruz? Aslında biyolojik
varoluşumuzla mı inatlaşıyoruz? Bırakın, rahat bırakın, hatta bırakalım hep
birlikte kalbimizi de rahat rahat çalışsın. Üzülmek de biyolojimizde var,
yeniden sevinmek için; umutsuzluğa kapılmak da var yeniden umutlanmak için…
Boşuna söylememiş büyüklerimiz “Kalbini
temiz tut” diye dedim biraz önce düşünürken, temiz tut ki kalp görevini yapsın,
üzülse de bir sonraki atışta sevinecek, öfkelense de bir sonraki atışta
sakinleşecek. O zaman kalbimize yardımcı olalım, yüksek gerilim durumlarında
belki elektrik üretiminde sıkıntılar yaşayacak, dolayısıyla biz yaşayacağız, ne
gerek var bütün olumsuz duyguları arttırmanın. Azaltın onları, yüceltin
mutlulukları. Hem de derin bir nefesle! Başka insanlardan mutluluk kaynağı
aramaya ya da tam tersi başkalarının davranışlarından dolayı gergin bir halde
yaşamaya ne gerek var! Hayatlarımızın en büyük örnek alınası olayı KALBİMİZ! Vücudumuz
hangi hasarı görürse görsün, hangi organımız herhangi bir hastalıkla mücadele
ediyor olursa olsun, kalbimiz attığı sürece hiçbir şey bitmiş değildir.
Kalbinizin içindeki tüm güzellikleri büyütün, hatta devleştirin. Devleştirin ki
elektrik üretimi de devleşsin, tüm hücrelerinize yayılsın, sizin
hücrelerinizden dış dünyaya aktarılsın. Kalp atıyorsa, her güzellik mümkündür!
Kalpten sevgilerimle.