7 Ocak 2017 Cumartesi

CANIM KALBİM


    Kalp… Olmazsa olmazımız. Yaşam kaynağımız, kalp! Öyle ki, durmadığı müddetçe hayatımıza devam ettiğimiz KALP! Kendi kendine elektrik üretebilen tek organımız. Kalbin ürettiği elektrik ile pompalanan kan tüm vücudumuza yayılarak sistemin mükemmel bir şekilde işlemesini sağlıyor. Kalbin atışı – kimi zaman hızlanıp, kimi zaman yavaşlaması – yaşam kaynağı elektrik enerjimizi üretiyor. Bu üretime hem de henüz anne karnında bir embriyo iken başlıyor ve hayata gözlerimizi kapatana kadar devam ediyor. Hiç vazgeçmiyor, arada bir “yoruldum, tükendim” dese de ha babam de babam üretiyor da üretiyor. Bu yüzden, ameliyatlarda kalp vücuttan dışarı çıkarılsa da atmaya devam ediyor, elektrik üretimi sekteye uğramıyor. Üretim devam ettikçe vücut yenileniyor, hücreler görevini el birliğiyle yapmaya devam ediyor.

    Kalbin tek görevi vücudumuza biyolojik olarak elektrik üretimi mi dersiniz? Yani sadece biyolojik açıdan yaşayan robotlar gibi miyiz? Elbette hayır. Düşüncelerimiz bir yana, hissedebilen varlıklarız öyle değil mi? Seviniyoruz, üzülüyoruz, kıskanıyoruz, yüceltiyoruz, gurur duyuyoruz, heyecanlanıyoruz, âşık oluyor, nefret ediyoruz, umutlanıyoruz umutsuzluğa kapılıyoruz. Biz bütün bu duyguları da kalbimiz kasılıp gevşerken yaşıyoruz, tıbben dakikada kaç kere bu olay gerçekleşiyor onu konunun uzmanlarına bırakayım, belki yanlış bir bilgi yazarım diye o kısmı eklemeyeceğim.
Madem diyorum ana rahmine düştükten birkaç hafta sonra görevine büyük bir sadakatle başlayıp, yaşamımızın sonuna kadar elektrik üretip bizi hayatta tutuyor; o zaman biz, duygusal olarak neden tembellik yapıp üzüyoruz sistemimizi? Demek ki üretimin doğasında kasılıp gevşemek var, biyolojik sisteme neden karşı çıkıyoruz? Aslında biyolojik varoluşumuzla mı inatlaşıyoruz? Bırakın, rahat bırakın, hatta bırakalım hep birlikte kalbimizi de rahat rahat çalışsın. Üzülmek de biyolojimizde var, yeniden sevinmek için; umutsuzluğa kapılmak da var yeniden umutlanmak için…

    Boşuna söylememiş büyüklerimiz “Kalbini temiz tut” diye dedim biraz önce düşünürken, temiz tut ki kalp görevini yapsın, üzülse de bir sonraki atışta sevinecek, öfkelense de bir sonraki atışta sakinleşecek. O zaman kalbimize yardımcı olalım, yüksek gerilim durumlarında belki elektrik üretiminde sıkıntılar yaşayacak, dolayısıyla biz yaşayacağız, ne gerek var bütün olumsuz duyguları arttırmanın. Azaltın onları, yüceltin mutlulukları. Hem de derin bir nefesle! Başka insanlardan mutluluk kaynağı aramaya ya da tam tersi başkalarının davranışlarından dolayı gergin bir halde yaşamaya ne gerek var! Hayatlarımızın en büyük örnek alınası olayı KALBİMİZ! Vücudumuz hangi hasarı görürse görsün, hangi organımız herhangi bir hastalıkla mücadele ediyor olursa olsun, kalbimiz attığı sürece hiçbir şey bitmiş değildir. Kalbinizin içindeki tüm güzellikleri büyütün, hatta devleştirin. Devleştirin ki elektrik üretimi de devleşsin, tüm hücrelerinize yayılsın, sizin hücrelerinizden dış dünyaya aktarılsın. Kalp atıyorsa, her güzellik mümkündür!

    Kalpten sevgilerimle.