7 Ekim 2016 Cuma

ŞAŞTIM, KALDIM!

    Aslında çok başka bir konuyu yazayım diye günlerdir üzerinde düşünüyordum. “Ego Savaşlarını” yazacaktım, saklamaya gerek yok! Ara ara notlar alıyor, gün içerisinde bazı cümleleri zihnimde toparlıyordum… Bir tek kelime, ego üzerine yazacaklarımı uzayın boşluğuna fırlattı desem? Belki de bir kuyruklu yıldızın peşine takılmış gidiyordur, bilmiyorum.

    “Şaşırmak” kelimesinden türemiş bir başka kelimeyle, ego konusu yerini tatlı bir şaşkınlığa bıraktı.

    “Şaşkın, şaşkınlık, şaşırmak ve şaşırtmak” kelimeleri teker teker kızıl toprak üzerinde hayat buldu. Şaşkınlığımı gizleyemediğim konuları düşünüyorum iki gündür. Şaşırdığım olayları, beni şaşırtan insanları hatta bazı şaşkın durumlarımı… Kimi duruma gülüyorum, kimine sinirleniyorum, kimi için üzülüyorum. Neye şaşırırsam şaşırayım, bana yaşattığı duygu farklı oluyor. Oysa tek bir kelimenin bir insana yaşatabileceği farklı duyguları genelde daha duygusal bir kelimeye bağlarız değil mi?

  Yanınızda üçüncü kişiyle ilgili atıp tutan birini, o kişiyle samimi bir şekilde konuşurken gördüğünüzde; adil olmaktan, eşit davranmaktan dem vuranın yanlılığına rastladığınızda; beklemediğiniz bir anda ummadığınız bir cümleyle karşı karşıya kaldığınızda karşılığı olan tek bir kelime var : “Şaşırmak”. Her ne kadar farklı duygular yaşatsa da…

    Bu tek kelimenin bende oluşturduğu sevinç, hayal kırıklığı, kahkaha, gözyaşı, öfke, merhamet kısaca tüm duygu yelpazesi aslında insan olduğumun, dahası insan kalabildiğimin tek kelimeyle özeti değil mi?

    Sadece insanların bazı davranışlarına maruz kaldığımızda mı şaşırıyorduk? Hayatın kendisi de başlı başına, o tek kelimeyle onlarca duygunun içine bizi karıştırmıyor muydu? Hayallerimizin önüne setler çekildiğinde, beklentilerimiz gerçekleşmediğinde, her şey yolunda giderken aniden bir elin her şeyi alt üst etmesiyle de karışıyorduk. Hep olumsuzluklar değil oysa bizi şaşırtan durumlar değil mi? Doğum gününüzde hediyelerin gelmesi, tatlı tatlı mesajlar okumanız sizi mutlu eden güzelliklerden biri. Ya doğum gününüz haricinde bir günde sürprizlere, hediyelere boğulursanız? Ardı ardına güzellikleri yaşasanız? Bu kendiliğinden gelen doğum günü sizi şaşırtmaz mı?

    Duyguların yetenekle kuvvetli bir bağı vardır. Aşk, öfke, nefret, kaygı, hayal kırıklığı, kıskançlık, korku, merak, sevinç, özlem, şefkat ve sizin ekleyeceğiniz tüm duygular yetenektir. Her insan aynı düzeyde kıskanamaz, korkamaz, özleyemez, aşık olamaz, sevinemez, kaygılanamaz. Tüm duyguları farklı düzeylerde yaşamamızın o duyguya dair yeteneğimizle doğrudan ilgisi vardır. O zaman ben bu durumu değerlendirerek, şaşırmanın da yetenekle ilgilisi olduğunu Aristo sever birisi olarak söyleyebilirim size. Yani “Hayat acıdır, biber de acıdır, o zaman hayat biberdir” dediği gibi Aristo’nun; şaşırmak da yetenektir, şaşırtmak kadar! Duygular insan kalabilmenin en önemli kıstasıysa, herkes aynı düzeyde insan kalamıyor demektir…

Dünya Gülümseme Gününde hepimiz için en güzel temennim, en güzel şekilde insan kalabilmemiz. Şaşırıyor ve şaşırtıyorsanız, kıymetini bilin derim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder