“Çocuk büyüdü,
okulu bitirdi, meslek sahibi oldu da iş emekliliğine mi geldi?” diye
sorabilirsiniz. Hatta “Çocuğum emekli olduğunda ben hayatta olmam! Benden sonra
ne yaparsa yapsın artık!” diye gülebilirsiniz.
Okul dışı zamanlarda çocuğunuzun yapabileceği etkinlikleri planlarken,
çeşitli spor ve sanat aktiviteleri için zaman ayırırken, dahası bütün bunlar
için kendinize ayırdığınız zamandan bile çalarken, çocuğun emekliliğini neden
düşünmeyelim?
Bütün İyiler
Biraz Küskündür kitabının yazarı Nilay Örnek, uzun bir süre önce sosyal medya
hesabından bir paylaşımda bulunmuştu. Yazar Haruki Murakami’nin plak
koleksiyonun bir fotoğrafıydı paylaştığı ve altına şöyle bir not düşmüştü : “Bir
şeyi iyi yapanlardan fazla saygı duyduğum bir şey varsa o da, bir işi iyi
yaparken nitelikli hobisi olanlar.” Nilay Örnek’in bu paylaşımı, bu konunun
yazı haline bürünmesini tetiklemiştir. Kendisiyle aynı görüşte olmam bir yana,
üzerine düşünüp yerine göre “keşke daha çok insan…” diye dert edindiğim bir
noktayı vurgulamıştı, çok yaşasın!
Çocuklarımızı
hangi sebeple okul dışı aktivitelere yönlendiriyoruz? İç sesiniz olarak
başlıyorum: “ Enerjisini doğru yöne aktarsın, kötü alışkanlıklar edinmesin, farklı
sosyal ortamlarda bulunsun, yeteneği olan alanda daha fazla uğraşsın, kendimize
biraz zaman ayıralım çocuk aktivitedeyken, evde baş edemiyorum biraz evden
uzaklaşsın, sıkılıyor, çevremdeki herkes çocuğunu bir yerlere götürüyor benimki
eksik kalmasın, zaten sürekli derslerle iç içe çocuk biraz rahatlasın …” diye
uzar gider bu liste. İnanır mısınız, hepsi doğru cevap! Hiç birinde yanlış bir
taraf yok. Bu sorunun içerisine sakladığım, asıl önemli olan kısım, çocuğunuzun
yaptığı aktivitenin ya da aktivitelerin uzun soluklu mu kısa soluklu mu olduğu.
Herhangi bir spor dalı ile ilgileniyorsa veya sanat, çocuğunuzun bunu ne kadar
ve ne ölçüde devam ettirmesini istersiniz? Bunu değerlendirirken, çocuğunuzun
devam ettiği aktiviteyi sevdiğini, bu aktiviteyi yapabildiğini düşünerek
yazıyorum bunları. Örneğin, siz çocuğunuzun piyano çalmasını çok istiyorsunuz,
şehrin en iyi öğretmeninden ders aldırıyorsunuz ama çocuk ağlayarak gidiyor,
mızmızlanıyor, ev çalışmalarını aksatıyor ya da severek gidiyor da bir ilerleme
kaydedemiyor; bu durumlar farklı bir yazının konusu.
TDK Büyük Sözlük şöyle açıklıyor; Hobi : İng. hobby Uğraşı: “Meslek
dışında biricik merakı, kendi tabiriyle hobisi fotoğrafçılıktı.”-H.Taner. Uğraşı:
2) Görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş, düşkü,
hobi. İngilizceden dilimize geçtiğine göre, hiç üşenmedim, bir de Webster’s sözlükten baktım, o da şöyle
diyor; boş zamanlarda yapmaktan ya da
çalışmaktan keyif alınan uğraşı ya da meşguliyet.
Çocuğun bugün
nitelikli bir hobisinin olması, onun emekliliği için yaptığı en büyük
yatırımdır diyorum ben de, Nilay Örnek’in paylaşımına ek olarak. Çocuklarımızın
eğitim ya da mesleki gelecekleri için kaygılanırken, işsiz kalabileceklerinde
nasıl kazanç sağlayacakları ya da emekli olduklarında kendilerini işe yaramaz
hissedebilecekleri aklımıza geliyor mu? Ne dersiniz?
Hobiler,
sözlüklerde “boş zamanlarda” tanımlamasıyla yer alırken, bu zaman dilimlerinin
keyfe keder gerçekleştiğini düşünmüyorum. Hobi bir disiplin ister (öznel görüş
tabii). “Kitap okumaya zamanım yok.” diyen biri ile kitap okumayı nitelikli bir
hobi haline getirmiş bir insanın belli bir disiplin içerisinde okuduğunu, her
gün okumaya belli bir süre ayırdığını biliyoruz. Yani çocuğunuz, hem devam
ettiği aktiviteyi yapabiliyor, hem keyif alıyorsa, o disiplin muhtemelen
kendiliğinden yerleşiyordur. Böylece geleceğini de garanti altına alıyor!
Nitelikli
hobisi olan insanlara sevgilerimle! Dilerim ki pek çok çocuk nitelikli birer
hobisi olan yetişkinlere dönüşür.
Görseller: Rahmi Koç Müzesi