24 Mayıs 2020 Pazar

BENZER KEŞİFLER AŞKINA!

      Hatırlamak mı? Hatırlandığını hissetmek mi?

  Görüntülü konuşmalarda karşı tarafın duyması için bağırmak zorunda kalmayı sevmedim. Sarılamadıktan sonra, ekrandan görmeyi de… Ya gelen kopyala yapıştır bayram tebrikleri! Yasak olup, evde oturmak zorunda kalmasaydık, hangimiz telefonlarını bu kadar yanında tutardı ki bayramda? Alışamadım ben, sizi bilmem. Arayıp sesini duymak istemiyorsak, insanlara neden mesaj yollarız ki, hele ki telefon numaraları varsa? Çağın modası olduğu için mi? Galiba. Gelecek bayram, şartlar eski bayramlardaki gibi olursa, yine gelen bayram mesajlarına cevap vermeyeceğim. Seviyorsan söyle, diyor ya zamane gençleri, öyle bir şey işte.

   Özlemek tuhaf bir duygu. Şimdiye kadar pek fırsat vermezdim beni yakalamasına. Özlediğimi hissettiğim an, harekete geçerdim ama gelin görün ki hareket alanım kısıtlı. Ne doğruymuş özlemeyi sevmemek. Burnunuzun direği sızlamadan duruyormuş yerinde.

     Kokunun ve müziğin insanda uyandırdığı duyguları çözebilselerdi, çocukluğumuzdaki bayramlara dair anıların fokurdayan çaydanlık ile nasıl bağı olacağını bize anlatırlardı. Eski bayramlar diye bugüne kadar anlattıklarımızın kokuyla ilgisi olmalı. Bayram sabahlarında tazecik ekmeğin, çaydanlıktan gelen dumanın, sofradaki peynirin ya da çocukluğunuzdaki sokakların toz kokusu geldi mi sizin burnunuzun ucuna? Sabah o kokuların hepsini yakaladığımda, özlemin burukluğu şaka gibi bir neşeye dönüştü. Ne çok keyifli koku varmış bayrama dair, değil mi?

     Gelelim ilk soruma, tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan gibi oldu. Cevabı herkesin kendisine bırakıyorum. “Özledim, görüşelim.” dediklerimizin kaçında samimiysek, işte cevap orada saklı. Kimleri özlediniz? Kimlerle kısıtlamalardan sonra görüşmeyi sürdürmek istiyorsunuz? Şimdiye kadar çetele tutmamış olabilirsiniz, şart değil. Benimse özlediklerimin yanı sıra fark ettiklerim oldu. Çok değil bir elin beş parmağını geçmiyorlar. Geliştiğim, sohbetini sevdiğim ya da normal zamanlarda iletişim kurmaktan keyif alacağım insanların hayatımın bir yerinde durduklarını anladım. Zaten evde kaldığımız sürecin neredeyse başından beri bir şekilde iletişimde olduğum az sayıda olanlar. Pandemi kazanımım olarak dursun kenarda. Bakalım normal günlerin çılgınlığına döndüğümüzde neler olacak, görelim. Nasılsa şu anda tüm renkler karışmış durumda.

     Yazıyı buraya kadar okuyanların pandemi keşiflerini merak ediyorum aslında. Benzerliklerin önemli olduğu zamanlara geldik, belki benzerliklerde buluşuruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder