7 Mart 2017 Salı

GENETİK KODLARIMDA ÜÇ KADIN

Yazdım, sildim. Yazdım, sildim. Sonra dedim ki, ben en iyisi genetik kodlarımın baskın kadınlarını yazayım, onlara minnettarlığımı anlatayım. En iyisi böyle olacak. Çünkü gerek eğitim, gerekse hayata dair her şeyde özüme değer katanlar hep kadınlar! Ya direk hayatıma etki ettiler kendi varlıklarıyla ya da dolaylı olarak yetiştirdikleriyle! Çünkü sıkı sıkıya bağlı olduğum bir inancım var: “Bir insanı tanımak ya da değiştirmek mi istiyorsun; onun ninelerini tanı ya da ninelerini değiştir.” İşte bu denli önemli kadınlar, kısaca her şeyi şekillendirenlerdir onlar.

Kendime dair pek çok değerimi, düşüncemi, inancımı etkileyen üç kadın var: anneannem, babaannem ve annem. Üçünün de en belirgin özelliği, tüm rollerine rağmen, birey olmaları. Hepsi bir yandan anne, kardeş, gelin, eş, komşu, arkadaş, teyze, hala ama bir bakıyorum da hepsi aynı zamanda birey. Bağlılar, bağımlı değiller. Birçok şeye sahipler, aitler ama mesafeliler. Yani, kendi yaşam alanları var ve orada kendilerinden başka kimse yok. Babaannemin kendince doğruları, kimsenin onu ikna edemediği değerleri vardı, biz o yaşarken “İnatçı” derdik, şimdi düşünüyorum da uzaktan, inadından değil kendi sınırlarındanmış. Okuyana bayılırdı. Yürekten severdi. Anneannem, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, yaşamayı çok severdi, hangi işe elini atsa harikalar yaratırdı ancak bütün yaptıklarından da keyif alırdı. Sevmediği bir şeyi yaptığını hiç hatırlamam. Evindeki kuş bile değerinin farkındaydı. Yürekten severdi. Annem, canım annem, istemediği bir şeyi asla yapmaz, yapıyorsa keyif alarak yapar. Tıpkı anneannem. Yürekten sever. Gün içerisinde mutlaka kendine ayırdığı bir zaman dilimi olur, kendisi için. Bağlı ama bağımsız.  Ne şanslıyım, genetik kodlarım bu üç, bağlı ama bağımsız kadınlarla kurulmuş!

36 yaşındayım, hem gördüklerim, hem de anlatılanlar birleştiğinde, bu üç kadının eşlerini kıskandıklarını, onları sınırlandırdıklarını görmedim. Bu üç kadının çocuklarının seçimleri yanlış da olsa, onları yollarından döndürdüklerini görmedim. Ellerinden geldiğince yanlışları anlatır ancak sonuca karışmazlar. Çocuklarının keşfetme duygularını hep besler, sorularına cevap verir, şefkat ile aşırı korumacı tutumları birbirlerinden ayırırlar. Fikirlerini söyleseler de ikna etmek için taktiklere girmezler. Taktik diyorum evet, ben bu üç kadında ne karşılarındaki erkeklere ne de çocuklarına dair taktik savaşları görmedim. Kendileri olmaktan hiçbir zaman vazgeçmediler, karşılarındakine saygıyı hiçbir zaman kaybetmedikleri gibi. Hayata dair enerjileri hep oldu mesela, sorunları büyütmediler.

Bu üç güzel kadından aldıklarıma gelince: ailenin çok şey olduğunu ama her şey olmadığını, sorunların bir şekilde aşılabilir olduğunu, bazı şeylerin değiştirilemediğini ve olduğu gibi kabullenilmesi gerektiğini öğrendim. Kadının değerinin, ev işleri, yemek gibi konularda olmadığını, düşünen bir zihnin ve hisseden bir kalbin en güzel dünya değeri olduğunu öğrendim. Okuma hevesimi aldım üçünden de. Bir çocuk yetiştirirken geleceği inşa etmeyi; sevdiğim işi yapmayı, sadece kendim için özel bir alan ve zaman oluşturmayı; tüm dünyadan haberdar olmayı öğrendim. Çocuklarımı ve hayat arkadaşımı, kendi tutkularıma karıştırmadığım, onların seçimlerine, sevdikleri şeyleri yapmalarına saygı göstermeme, bir olmak ve birlikte olmak arasındaki ince çizgiye, herkesin hem bir arada hem de ayrı alanlarda hayatına devam etmesi görüşüme, yani aslında kendime olan güvenime ve saygıma dair bana kazandırdıkları her şeye minnettarım.

Doğrularımla, yanlışlarımla, sadece ben olduğum için sevilmek ve bu şekilde sevilmeyi öğrenmek en şanslı olduğum konulardan biri bence. Sevdiğim her şeye, sırf ben seviyorum diye saygı gösterilmesi, değer vermenin en yüksek ölçüsü değil midir? Ve böylece peşi sıra sevgi gelir, mutluluk gelir.

Sizin doğrunuz nedir bilmiyorum, doğru olduğuna yürekten inanıyorsanız da buna yürekten saygı duyuyorum. Ancak, eğer bir yerlerde “kendime zaman ayıramıyorum” diye sızlanıyorsanız ve bunun sebebini ailenizi bağlıyorsanız, biraz düşünün derim. Siz mi kendinize vakit ayırmıyorsunuz yoksa onların sizsiz vakit geçirmesine mi izin vermiyorsunuz? Bağlı mısınız? Bağımlı mısınız?

2017 Dünya Kadınlar Günü Ödülleri müsaadenizle anneannem, babaannem ve annem için!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder