Yazdım, sildim. Yazdım, sildim. Sonra
dedim ki, ben en iyisi genetik kodlarımın baskın kadınlarını yazayım, onlara minnettarlığımı
anlatayım. En iyisi böyle olacak. Çünkü gerek eğitim, gerekse hayata dair her
şeyde özüme değer katanlar hep kadınlar! Ya direk hayatıma etki ettiler kendi
varlıklarıyla ya da dolaylı olarak yetiştirdikleriyle! Çünkü sıkı sıkıya bağlı
olduğum bir inancım var: “Bir insanı tanımak ya da değiştirmek mi istiyorsun;
onun ninelerini tanı ya da ninelerini değiştir.” İşte bu denli önemli kadınlar,
kısaca her şeyi şekillendirenlerdir onlar.
Kendime dair pek çok değerimi,
düşüncemi, inancımı etkileyen üç kadın var: anneannem, babaannem ve annem. Üçünün
de en belirgin özelliği, tüm rollerine rağmen, birey olmaları. Hepsi bir yandan
anne, kardeş, gelin, eş, komşu, arkadaş, teyze, hala ama bir bakıyorum da hepsi
aynı zamanda birey. Bağlılar, bağımlı değiller. Birçok şeye sahipler, aitler
ama mesafeliler. Yani, kendi yaşam alanları var ve orada kendilerinden başka
kimse yok. Babaannemin kendince doğruları, kimsenin onu ikna edemediği
değerleri vardı, biz o yaşarken “İnatçı” derdik, şimdi düşünüyorum da uzaktan,
inadından değil kendi sınırlarındanmış. Okuyana bayılırdı. Yürekten severdi. Anneannem,
karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, yaşamayı çok severdi, hangi işe elini atsa
harikalar yaratırdı ancak bütün yaptıklarından da keyif alırdı. Sevmediği bir
şeyi yaptığını hiç hatırlamam. Evindeki kuş bile değerinin farkındaydı. Yürekten
severdi. Annem, canım annem, istemediği bir şeyi asla yapmaz, yapıyorsa keyif
alarak yapar. Tıpkı anneannem. Yürekten sever. Gün içerisinde mutlaka kendine
ayırdığı bir zaman dilimi olur, kendisi için. Bağlı ama bağımsız. Ne şanslıyım,
genetik kodlarım bu üç, bağlı ama bağımsız kadınlarla kurulmuş!
36 yaşındayım, hem gördüklerim,
hem de anlatılanlar birleştiğinde, bu üç kadının eşlerini kıskandıklarını,
onları sınırlandırdıklarını görmedim. Bu üç kadının çocuklarının seçimleri
yanlış da olsa, onları yollarından döndürdüklerini görmedim. Ellerinden geldiğince
yanlışları anlatır ancak sonuca karışmazlar. Çocuklarının keşfetme duygularını
hep besler, sorularına cevap verir, şefkat ile aşırı korumacı tutumları
birbirlerinden ayırırlar. Fikirlerini söyleseler de ikna etmek için taktiklere
girmezler. Taktik diyorum evet, ben bu üç kadında ne karşılarındaki erkeklere
ne de çocuklarına dair taktik savaşları görmedim. Kendileri olmaktan hiçbir zaman
vazgeçmediler, karşılarındakine saygıyı hiçbir zaman kaybetmedikleri gibi. Hayata
dair enerjileri hep oldu mesela, sorunları büyütmediler.
Bu üç güzel kadından aldıklarıma
gelince: ailenin çok şey olduğunu ama her şey olmadığını, sorunların bir
şekilde aşılabilir olduğunu, bazı şeylerin değiştirilemediğini ve olduğu gibi
kabullenilmesi gerektiğini öğrendim. Kadının değerinin, ev işleri, yemek gibi
konularda olmadığını, düşünen bir zihnin ve hisseden bir kalbin en güzel dünya
değeri olduğunu öğrendim. Okuma hevesimi aldım üçünden de. Bir çocuk yetiştirirken
geleceği inşa etmeyi; sevdiğim işi yapmayı, sadece kendim için özel bir alan ve
zaman oluşturmayı; tüm dünyadan haberdar olmayı öğrendim. Çocuklarımı ve hayat
arkadaşımı, kendi tutkularıma karıştırmadığım, onların seçimlerine, sevdikleri
şeyleri yapmalarına saygı göstermeme, bir olmak ve birlikte olmak arasındaki
ince çizgiye, herkesin hem bir arada hem de ayrı alanlarda hayatına devam
etmesi görüşüme, yani aslında kendime olan güvenime ve saygıma dair bana
kazandırdıkları her şeye minnettarım.
Doğrularımla, yanlışlarımla,
sadece ben olduğum için sevilmek ve bu şekilde sevilmeyi öğrenmek en şanslı
olduğum konulardan biri bence. Sevdiğim her şeye, sırf ben seviyorum diye saygı
gösterilmesi, değer vermenin en yüksek ölçüsü değil midir? Ve böylece peşi sıra
sevgi gelir, mutluluk gelir.
Sizin doğrunuz nedir bilmiyorum,
doğru olduğuna yürekten inanıyorsanız da buna yürekten saygı duyuyorum. Ancak,
eğer bir yerlerde “kendime zaman ayıramıyorum” diye sızlanıyorsanız ve bunun
sebebini ailenizi bağlıyorsanız, biraz düşünün derim. Siz mi kendinize vakit
ayırmıyorsunuz yoksa onların sizsiz vakit geçirmesine mi izin vermiyorsunuz?
Bağlı mısınız? Bağımlı mısınız?
2017 Dünya Kadınlar Günü Ödülleri müsaadenizle anneannem, babaannem ve
annem için!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder